12 Aralık 2010 Pazar

Rahat Bırakın

                                     

Fernandes yazımda söylediğim gibi bir Beşiktaş değerlendirmesi yazdım.Baştan söylemek gerekirse bu yazıyı fanatik bir Beşiktaş taraftarı olarak yazıyorum.Çünkü artık bazı şeylere katlanamaz oldum.O yüzden tarafsız olmadığını söyleyebilirsiniz ki haklısınız da.

Bu sezon başında transferin en flaş takımı tartışmasız Beşiktaş'tı.Önce teknik direktörlüğü Alman çalıştırıcı Bernd Schuster getirildi sonra Portekiz'li süperstar Ricardo Quaresma ve son olarak ta yıllarca Real Madrid'te top koşturup klübün simge isimlerinden olmuş olan Guti Hernandez getirildi.Tabi bu da doğal olarak Beşiktaş'ı en çok konuşulan takım haline getirdi.Buraya kadar her şey normal ancak bundan sonra öyle eleştiriler,yorumlar yapılmaya başladı ki bir Beşiktaş taraftarı olarak artık canıma tak etti desem yeridir.Nitekim forumlarda okuduğum kadarıyla birçok Beşiktaş taraftarı da benimle aynı fikirde.Bu 3 isme yapılan eleştirileri ayrı ayrı değerlendireceğim sizlere.

Bernd Schuster Getafe'de çok başarılı bir dönem geçirip Real Madrid'i çalıştırmış bir isim.Schuster'in gelmesiyle birlikte kendi sistemini de getirdi ve bunu takıma yerleştirmeye başladı.Modern futbol diye tabir edilen önde basıp pas yapan ve göze hoş gelen ofansif futbolu oturtmaya çalıştı Beşiktaş'a.Bu da sezonun ilk bölümlerinde başarılı oldu ofansif açıdan ama defansif açıdan pek başarılı olmadı.Bunun sebebi de sistemin yanlışlığı değildi bence.Bu tip bir futbol için hızlı defanslar gerekirken çakılı defans oynamaya alışmış ağır Ferrari'nin ve pozisyon hatasına düşen Zapo'nun oynaması yüzünden oldu.Arkaya çok top kaçtı bu yüzden de pozisyon verdi Beşiktaş.Ama hücum anlamında gerçekten süperdi diyebiliriz.Ama medya öyle ağır eleştiriler getirdiki Schuster'e anlamak mümkün değil.Futbolu bilmiyor diyenler bile oldu.Yani nasıl bir mantık futbolu bilmeyen birini dünyanın en büyük klüplerinden birine yani Real Madrid'e teknik direktör yapar anlamak mümkün değil bu eleştiriyi yapanları.Sistemi topa tuttular ve onu sindirmeye çalıştılar.Zaten burada sorunun sistemde değil de defansta oynayan oyuncular da olduğu anlaşıldı.Çünkü İbrahim Toraman-Ersan ikilisi oynamaya başladığından beri Beşiktaş çok az pozisyon veren bir takım haline dönüştü ki bu 2 oyuncu da çok hızlı ve mücadeleci oyuncular.Zaten Schuster sene başında Ferrari ve Zapo'nun gönderilmesini istemişti ancak Sivok'un sakatlığı tüm dengeleri alt üst etti.

Eleştirilerin dozajı artınca Schuster de bir yerde patladı artık haliyle.Bu patlamadan sonra da asık suratlı,çirkef geçimi zor biri damgası yapıştırıldı Schuster'e.Antremanda futbolcularıyla şakalaşıp maçlarda atılan gollere çocuklar gibi sevinip mutlu olan adam başkası heralde.Tabiki kaybedilince üzülmesi somrtması normal zaten içinde kazanma hırsı olan biri de böyle yapar.Bu yazıyı yazmamı sağlayan nedenlerden önemli nedenlerinden birisi de şu haber oldu.Schuster'in yerli oyuncularla konuşmadığı ve bu yüzden de yerli oyuncuların Schuster'i başkana şikayet ettiği..Ne diyim bilmiyorum ama en güncel örnekten başlıyacağım.Geçen haftaki Bursaspor maçında golden sonra Schuster'in sırtına atlayan ve onunla şakalaşıp sevinen Ersan'ı da mı izlemediler ya da genç Necip,Ali Kuçik,Ersan gibi oyuncularla özel olarak ilgilenip onlara önemli maçlarda dahi forma şansı vermesini görmediler.Bu tip oyuncuları geliştirmek için elinden geleni yapması ve herkese hak ettiği süreyi almasını sağladığını da görmediler.

Bir de 60'ların futbolu oynanıyor lafına taktılar.Çok mu yanlış sanki bu laf..Büyük takımlara karşı oynayan çoğu takım oyunu geride kabullenip rakibin yıldızlarını sert müdahelelerle durdurmaya çalışıyor.Yanlış anlaşılmasın her takım değil ama bir çok takım öyle.Başta Guti ve Quaresma olmak üzere birçok futbolcuya çok sert müdaheleler yapılıyor.Tabi bu sadece Beşiktaş içinde geçerli değil.Bu yüzden Schuster'e sonuna kadar hak veriyorum bu sözünde Avrupa'da Milli Takımımız ve diğer takımlarımızın durumu ortada bir tek eleştirilen Beşiktaş kaldı ama yine yerden yere vurulmaktan kaçamadı Alman teknik adam..Ben kendisinin yapmaya planladığı işin arkasındayım.Beşiktaş ve Türk futboluna da birçok şey katıcak bir isim olduğunu düşünüyorum kendisinin.

Gelelim bir başka yıldız Guti'ye...Guti Türkiye'ye gelmiş en kariyerli oyunculardan biri.Onun yeteneklerini tartışmak bile yersiz zaten geldiği günden itibaren nasıl büyük bir maestro olduğunu kanıtlarcasına oynadı.Takımın beyni görevini çok iyi üstlendi.Gerektiğinde defansa kadar gelip top aldı,oyunu açtı,pas attı,çalım attı.Daha gelmeden yapılan "Para için geldi" eleştirilerini boşa çıkardı.

Bu sene Beşiktaş'ın bir kaç maçı hariç ligde ve Avrupa'da tüm maçlarını izledim.Ligdeki maçlarda Guti'ye atılan tekmelerin haddi hesabı yok.Gerçekten rakip oyuncular çok acımasızca tekmeyi atıyolar Guti'ye ve sert müdahelelrde bulunmaktan hiç çekinmiyorlar.Ancak bu tekmelere bazen faul bile vermeyen hakemler Guti'nin itirazlarına acımasıca kart gösteriyorlar.İspanyol futbolcuya çok yükleniyorlar daha sonra bu konuda kolay kart görüyor diye.Yani hakemler düzgün olarak kart verseler Guti'de böyle sinirlenmeyecek.Ayrıca bu yazıyı yazmamı sağlayan bir başka olay da şu son Eskişehir maçında oldu.Lig Tv spikeri Melih Gümüşbıçak Guti 2.sarıyı görünce"Bilerek gördü tatile çıkacak" gibi bir yorumda bulundu..Yani bunu neye dayanarak yaptı anlamak mümkün değil.Guti gibi iş ahlakı üst seviyede olan,antremanlarda hep iyi çalışan ayrıca antremanlardan sonra da kendi çalışmasını yapıp ilerleyen yaşına rağmen bu seviyede bir performans verebilen bir oyuncuya işten kaçıyor demek bilerek yapıyor demek çok çok ayıp.Hele ki bunu maç esnasında demesi ayrı bir garip yapıyor olayı.Sözde spikerlerin tarafsız olması gerekiyor.Hiç yakıştıramadım ve çok ta kızdım bu olaya.



Son olarak Quaresma'ya gelirsek o da Beşiktaş'ta yeniden doğdu.Tekrar Milli Takım'a seçildi.Ancak o da Guti gibi tekmelerden çok dertli.Üst üste gelen sakatlıklarda zaten bu tekmelerin sonucu.O kadar sert müdaheleler alıyorki Q7 sakatlanmaması mümkün değil.Aynı yere üst üste gelen darbelerin sonucu oluşuyor zaten.Ama medya yine ona "Antremanlarda çalışmıyor." damgasını yapıştırdı.Adam geçip gol atıyor "bencil,takım oyuncusu değil" diyorlar bunu da anlamak mümkün değil.Sanki hiç pas vermeyen egoist bir oyuncu Quaresma.Birkaç ekstra iş yapmaya çalıştığı durumlar hariç gayet te bir takım oyuncusu Quaresma.Bu dediğim durumlar da fazla değil.

Sonuç olarak dediğim gibi taraftarlığımın ön plana çıktığı bir yazı oldu.Tabiki bu genel yapılan eleştrilerden yola çıkarak yazdığım bir yazı ve gerçekten çok ta bunaldım bu eleştrilerden ve böyle bir yazı yazma ihtiyacı hissettim.Bir taraftar olarak düşüncelerim bunlar ve birçok Beşiktaş taraftarının da görüşlerinin bu yönde olduğunu düşünüyor ve okuyorum dediğim gibi..Yanlışım olduysa affola dediğim gibi tarafsız olamadım pek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder