7 Eylül 2011 Çarşamba

The Wire



Fazla dizi izleyen bir tip değilim. Tercihim daha çok filmlerden yana. Fakat son 1 senedir birkaç tane diziyi izlemeye başladım. Önceden Kurtlar Vadisi 'ni izlerdim ama onu saymıyorum. Neyse konumuz benim izlediğim eski dizilerden değil. 1. sezonunu yeni bitirdiğim The Wire adlı dizi hakkında 2 kelam etmek istiyorum. Hiçbir bilgim olmadan sadece İmdb'de aldığı 9.7 lik puana göre izlemeye karar verdim. Tamam, tamam kabul ediyorum afişindeki zencilerde beni izlemem karşı teşvik etti. 2002'de dizi çekilip yayınlandığı için çoğu kişi izlemiş olabilir. Ben izlemeyenlerin bir temsilcisi ve yol göstericisi olarak burada bu satırları dolduruyorum.

Dizi Amerika'nın Maryland eyaletinin Baltimore adlı şehrinde geçiyor. Bu şehir Amerika'nın en büyük 20. şehri imiş. Bizim konumuz uyuşturucu işin içinde olunca, Baltimore şehrinin kötü mahallelerinde geçiyor haliyle. Dizini konusu şimdilik polis,narkotik ve cinayet üzerine. Pek cinayet olmasa da arada cinayette işleniyor. Ee kirli para,uyuşturucu ve hayat kadınlarının bol olduğu bu kentlerde cinayette olmazsa olmazlardan bir tanesi oluyor ne yazık ki. İlerleyen bölümlerde iş biraz siyasileşecek ve devlet büyüklerine dokunacak, onları sıkıştıracak bölümler olduğu izlenimini hissettim ilk sezon olarak. İkinci sezonda kirli para miktarı büyüdükçe işe karışan kıdemli adam sayısı da artacaktır doğal olarak. Teknolojinin o zaman ki durumuyla bir suçlunun peşinden gitmenin ne derece zor olduğunu da dizini ilk sezon bölümlerinde rahatlıkla görebiliyoruz. Çağrı cihazları, telefon dinlemenin zorlukları vesaire. Fakat bu zorluklar dizinin daha bir izlenesi yapan faktörlerden bir tanesi. O polislerin bu zorluklara rağmen suçluları yakalama gayreti çabası... İlk sezonda sadece olaya polis tarafından da bakmamak gerek. O uyuşturucu satılan sokaklarda ki zorlukları , yaşam standartlarının ne denli zor olduğunu, özellikler satıcı olan o çocukların küçüklükten itibaren bu pislikle uğraşmak zorunda olduklarını gözler önüne seren bir dizi olarak gerçekten hem ders veren hemde sıkmadan bir polisiye dizisi yapan yapımcılara ve oyunculara teşekkür etmek isterim.



Dizini başrol oyuncularından kısaca bahsedelim. Öncelikler gözü kara polisimiz Dominic West dizide ki karakteri Bay McNulty, adam üstleri için tam bir baş belası ama işini bu denli seven bir polis az bulunur. Suçluyu takip ettirmesi için 8 yaşında ki çocuğunu kullanabilecek kadar gözü kara. İkinci başrol oyuncumuz Wood Harris, dizide ki karakteri Avon Barsdale, uyuşturucu ticaretinin Baltimore'da ki en yetkili ismi. Çetenin birinci adamı, bütün pislerin beyni ve inanılmaz derece de zeki bir adam (pis işler için ). Dizinin afişine layık olmuş Larry Gilliard, Jr. var sırada. Dizi karakteri D'Angelo. Bütün dizi bu adam üzerinden dönüyor. Avon'un yeğeni en sevdiği adamlardan bir tanesi ama bu işler için pekte iyi olmayan birisi. Fazla duygusal yapılan kötülüklere ve uğrunda işlenen cinayetlere minnet duyulması beklenirken o tersini düşünüyor ve bu işlerden uzaklaşma peşinde. Dizinin ağır toplarından bir tanesi, Lance Reddick. Dizi karakteri Teğmen Daniels, ilk başlarda biraz tutukluk yapsada McNulty sayesinde o da üstlerinin başını belaya sokan polis memurlarından bir tanesi olma yolunda. Bu dava için her şeyini ortaya koyacak bir polis memuru aynı zamanda. Son olarak bahsetmek istediğim bi bayan polis memurumuz var. Kendileri Sonja Sohn. Dizide ki karaketeri Memur Kima. Erkeklerle bir çok ortak noktası var. Gözü kara bir polis memuru. Davası için bir çok şeyden vazgeçmeye hazır iyi polislerden bir tanesi. Ortak bir noktası daha var o da erkekler gibi bayanlardan hoşlanması. Evet kendileri bir lezbiyen polis memuru. Ve son olarak bahsetmek istediğim adam Idris Elba. Uyuşturucu çetesinin 2. adamı. Avon Barksdale'nin sağ kolu. En önemli işlerin peşinden koşturuyor. Ayrıca bilgi danışmanlığını yapıyor. Dizideki karakteri Stringer. Şahsen çok karizma adam olarak görüyorum.



Filmde bahsetmek istediğim son bir dipnot daha var. İzlemek istediğiniz site size bunu belirtir ama ben burada söylemek istiyorum. Dizi biraz değil inanılmaz derece de küfür içeriyor. Tabi dizinin geçtiği mekanın şehirlerin ucra köşeleri olduğunu bildiğimiz için fazla bir şaşkınlık yaratmayacaktır. Fakat bir bölümde yaklaşık olarak 3-4 dakika da söylenen tek kelime f.ck oldu ve bu da baya bi kastı. Bu dip notu da dikkate almanızı tavsiye eder Baltimore'a da bekleriz efendim. Esen kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder