8 Eylül 2011 Perşembe

Alan Mathison Turing ve Apple'ın Isırılmış Elması Üzerine


Her sabah çalıştığım markette yaptığım ilk iş bilgisayarı açmak oluyor. Artık bilgisayar o kadar hayatımızın içine girdi ki, dükkanın mallarını dışarı çıkarmadan kepenkleri açmadan önce bilgisayarın açma tuşuna basıyorum ta ki çalışma saatim dolup eve gidene kadar. Fakat bunun için kime borçluyum bilmiyorum. Bilgisayarın ne tarihinden haberim var ne de çalışma mekanizmasından. Açma tuşu, siteleri gir-çık, oyun oyna ve başlat tuşundan bilgisayarı kapat. Bu belirttiğim konunun aksini yaptım dün ve bugün. Gene dükkanın kepenklerinden önce bilgisayarı açtım ama bu sefer teknolojinin tarihini de incelemeye karar verdim. Ve bu kararımda bilgisayar biliminin kurucusu sayılan Alan Turing ve Apple firması ile olan bağlantısını araştırmaya karar verdim.

Kimdir bu Turing denen adam, nerede yaşamıştır, ne işler çevirmiştir de bilgisayar biliminin kurucusu sayılır ? sorularını az biraz yanıtlamaya çalışıcağız. Alan Turing İngiliz ülkesi vatandaşıdır. Babasının işi gereği annesi ve babası Hindistan'da yaşamaktadırlar. Fakat annesi doğumu sırasında İngiltere gidip Alan'ı Londra'da 23 Haziran 1912'de dünyaya getirmiştir. Annesi doğumun sonrasında tekrar Hindistan'a gitmek durumundan kalmıştır. Fakat Alan ve abisi John çocukluk yıllarında İngiltere'de bir arkadaşlarında kalmışlar, yani çocukluk yıllarını ailesinden uzak kendi memleketlerinde geçirmişlerdir. Çocukluk yılları sona erdiği gün 6 yaşına basan Alan, ilkokul deneyimini yaşamıştır. Öğretmenleri daha ilk günden itibaren Alan'da ki farklılıkları gözlemlediler ve aynı yaşta olan arkadaşlarından daha zekalı olduğunu gördüler. Başarısı her gün kat be kat ilerliyor öğrenim durumu normal düzeydeki okullarda Alan'a yetersiz geliyordu. Daha pahalı olan okullarda daha iyi eğitimler almak istiyordu. Yaşadığı bölgenin en önemli ve en pahalı okuluna gitmek istedi. Fakat oraya gitmesi için 60 millik bir yolu gitmesi gerekiyordu. Yaklaşık 95 km yapıyor. Ve oraya gitmek için elindeki tek imkan kendi bisikletidir. Alan'ının okuma aşkını 95 km engelleyemiyor ve o yolu bisikleti ile gidiyordur. Matematik üzerine eğilimi olan Alan Einstain ve Newton'un ortaya attığı savları buluşları kitaplar yardımı olmadan anlayabiliyor kavrayabiliyordu. Okul yıllarında Christopher Morcom adlı kişi ile arkadaşlık kurmaya başladı. Fakat arkadaşı tüberküloz hastalığı yüzünden hayata gözlerini yumdu. Bu acı Alan'ının Allah'a olan inancını kaybettirdi ve ateist olamaya karar verdi. Artık dini bir inancı yoktu kendisini sadece bilime adamıştı.

Kendisini matematik bilimine adayan Alan Turing, Cambridge Trinity Koleji'nden burs hakkı elde edemedi. İkinci tercihi olan Cambridge Kings Kolej’ine gitmeye karar verdi. Bu kolejde üstün sınav notları ile bitirdi ve seçkin bir diplomayla okulunu bitirebildi. Ve öğretiminden sonra yazdığı tez ile kolejde akademik üye seçildi. Akademik yılıda geçmişini takip edercesine başarılarla dolu geçmeye devam etti. Birkaç farklı okulda çalıştıktan sonra Cambridge Üniversitesi'nde Ludwig Wittgenstein’ in matematik temelleriyle ilgili derslerine katıldı. Fakat derste sürekli bir zıtlaşma oldu ve tartışmalar eksik olmadı. Turing Cambridge'de ders almanın yanında devlet adına çalışmaya başladı. Tam olarak çalıştığı yer Hükümet Kod ve Şifre Okulu (GCCS). Fakat burada part-time olarak işte bulundu.


İkinci Dünya Savaşı başladığı zaman part-time işi tam zamanlı bir işe dönüştü ve savaş sırasında önemli kıdemlere yükseldi. Ortalığı savaş sırasında kasıp kavuran Alman birliklerinin şifrelerini kırma peşinde olan takımın liderleri oldu. Marian Rejeski, Jerzy Rozycki ve Henryk Zygalski tarafından geliştirilen şifre kırıcı kriptanaliz'in üstüne eklemelerde bulundu ve bunları savaş sırasında kullandı. Alman Enigma makinesi problemi üzerinde çalıştı ve GCCS’de kıdemli kod kırıcı Dilly Knox’la işbirliği yapmıştır. Bu bu işbirlikleri savaş sırasında da kullanılmıştır. Şifre kırıcılar işlerini yerine getiriyordu fakat Turing, yine birşeyler üretme peşine düştü ve şifre kırıcıların hızlarını etki edecek icatlar ortaya çıkartmaya başladı. Bu makineye Bombe adını verdi. Ve Bombe'yi üretmeye koyuldu.

Savaş bittikten sonra eski işine geri dönmeye karar verdi ve durağı Cambridge Üniversitesi oldu. Fakat Alan'ın yokluğunda onun yeri doldurulmuştu. Alan Turing de başka bir adrese gitmeye karar verdi ve yeni adresi Manchester Üniversitesi'ndeki bilgisayar laboratuvarında vekil yöneticiliğiydi. Ve burada istediğimiz konumuzun asıl anlatılmak istediğimiz yere geldi ve ilk bilgisayar yazılımını yazmaya odaklandı. Adı Manchester Mark 1 idi. Artık hayalini kurduklarını soyutluğa geçirmek istiyordu ve bunu da başarmak üzereydi. Yazılımlar yazmaya başladı. İlk yazılımlarından bir tanesi de satranç yazılımı idi. Fakat ortada bu yazılım için bilgisayar yoktu. Ve takvimler 1950 yılını gösteriyorken Turing yapay zeka fikrini ortaya attı. Bilgisayarın insanın sorularına cevap verebileceğini onları anlayabileceğini düşündü. Kendi tabiri ile insanla konuşmaya, diyalog kurmaya bilgisayarı kandıracaktı.


Alan Turing işlerinde çok iyi ilerliyordu. Bir devrim peşindeydi, devrimini yapmıştı ama daha da ilerletebilirdi. Fakat 1952 yılında Alan Murray adlı bir adam ile tanıştı. Birkaç gece bu arkadaşında kaldı. Fakat arkadaşı Alan Murray bir tanıdığını alarak Alan Turing'in evini soymaya karar verdi ve soygunu gerçekleştirdi. Bu soygun üzeri Turing polise şikayette bulundu ve suçlu olarak alan Murray yakalandı. Yakalanmadan sonra yapılan sorguda Alan Murray ile Alan Turing arasında ki ilişkinin sevgili boyutunda olduğu öğrenildi. O zamanlarda homoseksüel ilişki Birleşik Krallıkta suç sayılıyordu. Alan Turing suçunu itiraf etti, aslında düzeltmek gerekirse bunun bir suç olduğunu inkar ediyordu. İlişkisini gizlemekten çekinmedi. Mahkeme Turing'e teklifini sundu. Teklif psikolojik tedaviydi. Bu homoseksüel ilişkiden vazgeçirmesini sağlayacak bi tedaviyi yerine getirecekti. Ta ki bu ilişkiden soğuyana kadar. Hapishanede geçen günlerinden sonra hadım ettirilmeyi kabul etti ve hapishaneden çıktı. Fakat bütün edindiği rütbelerden ve kıdemlerinden oldu. İngiliz Hükümeti iş vermeyi kesti. Ayrıca Turing, Sovyet ajanları ile olan sorunları ile uğraşmaktaydı.

Takvimler 8 Haziran 1954'ü gösterirken hizmetçisi ne yazık ki Turing'i evinde ölü olarak buldu. Yatağının kenarında yarısı yenilmiş elma ile bulundu. Elmanın siyanüre batırıldığı iddia edilenler arasındaydı. Ve bu iddia kanıtlanmıştır. Fakat siyanürlü elmayı Turing kendi isteği ile mi yedi yoksa ona zorla mı yedirilmişti... Bilinmezlikler vardı ve bu bilinmezlikler o zamanlarda çözülemedi. Annesi bir deney sırasında kendisini yanlışlıkla öldürdüğünü iddia etmişti ama bu pek kimseye inandırıcı gelmemişti.

Ölümünden yaklaşık 55 yıl sonda İngiliz Krallık Başbakanı Gordon Brown, Alan Turing'ten özür diledi ve özür kampanyaları başlattı. Niye mi, çünkü dedeleri sadece homoseksüel bir ilişkisi olduğu için bir efsane adamı öldürmüşlerdi, o adam sayesinde bilgisayarı buldular ve o adam sayesinde İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'ya karşı önemli bir zafer elde ettiler. Hep merak etmişimdir o koca süper güç Almanya nasıl yenildi diye. En azından lise de anlatılsaydılar bize Turing'in o Almanya'nın süper gücünü nasıl alt ettiğini, şifrelerini nasıl kırıp ordularını güçsüz ve savunmasız bıraktıklarını. Yaptığı işler belki yarım kaldı Turing'in ama yaptıkları ile efsane olmaya devam edilecek ve Allah'sız homoseksüel olarak değil, bilgisayar mucidi olarak hatırda kalması ümidiyle.


Başlıkta da sözünü ettim, konusu en sona kaldı. Evet Apple'ın yarım ısırılmış elma logosunu nereden geldiğini hiç merak etmemiştim. Diğer markaların amblemleri gibi. Fakat yaptığım bu mini araştırmada gördüm ki bu elma Turing'in yediği son lokma olan zehirli elmadan başkası değil. Isırılmış kısmı Turing ile gitti. Bize bıraktığı geri kalan elma ile onu anmak gerekiyor. Teşekkürler Turing her gün açtığım ve güzel vakit geçirdiğim bilgisayarı bulduğun için...Esen kalın efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder