5 Mart 2012 Pazartesi

Lakers İncelemesi


Aradan sonra ilk yazım da Lakers hakkında olsun dedim ve sezon başından itibaren ele aldığım bir Lakers değerlendirmesi yapayım dedim.

Sezon öncesi takas dedikodularından darbe alarak çıktı Lakers.Hem takımın önemli isimlerinden Lamar Odom gitti hem de en önemli 2.oyuncumuz Pau Gasol dedikodulardan çok etkilendi.Yeni koçla birlikte gelen yeni bir sistem ve bu sistemle birlikte iyiden iyiye açığa çıkan guard sorunu,Gasol'un kendini verememesi ve üstüne omzunu sakatlaması,Bynum'un cezası ve Metta World Peace'in lokavtın bittiğinden haberi olmaması...Bütün bu sebepler bir araya geldiğinde Lakers sezona hiç te istediği gibi başlayamadı.Hem oyun olarak hem de sonuç olarak beklenen gelmedi.Kobe Bryant'ın omzuna kaldı bütün yükler ve o  da sakat el bileğine rağmen çok çok iyi bir oyun çıkardı.Ancak Lakers'ta iyi bir guardın olmayışıyla birlikte sorunlar hem hücumda hem de savunmada devam etti.

Bynum'ın cezadan dönmesiyle birlikte yine ligin en korkutucu pota altı ikilisine sahip oldu Lakers.Gasol-Bynum ikilisi gerçekten çok korkutucu bir ikiliydi ancak bahsettiğim guard sorunu bu 2 oyuncunun yeterince top alamamasını sağlıyordu.Kobe'nin insafına kalmış bir hücum vardı Lakers'ta.O da biraz eski günleri hatırladı ve böylece bir kazanıp bir kaybeden Lakers oldu.Bu 3 oyuncunun arasındaki top paylaşımı dengeyi bulduğunda ise bu sefer de yan parçalardan gelen katkı azaldı.Özellikle Blake'in sakatlığı Lakers'a ağır bir darbe vurdu çünkü o sahadayken Lakers daha iyi bir takım oluyordu.Metta World Peace ise ligin en kötü oyuncusu eleştirilerini alacak derecede kötü oynuyordu.Derek Fisher'sa yaşının getirdiği dezavantajları sonuna kadar yaşıyordu.Benchten gelen etkili isimlerden olan Matt Barnes ta kalçasındaki sakatlıkla uğraşıyordu.



Yeni koç Mike Brown da bu süreçte oldukça eleştiri aldı ki bana göre de bir çoğu haklı eleştirilerdi.Rotasyonu bir türlü oturtamayan Mike Brown savunmaya iyi bir direnç getirmiş olsa da hücumda etliye sütlüye karışmadan topu Kobe'ye teslim ediyormuş gibiydi.Matt Barnes'ın ilk beşe yerleşmesiyle yeni bir soluk yakaladı Lakers.Metta benchten gelerek biraz daha aktif oluyordu ancak bu da fazla uzun sürmedi çünkü yan oyuncuların katkısı iyiden iyiye düştü Lakers'ta.Öyleki Kobe-Bynum-Gasol üçlüsünün 60-80 sayı attığı maçlar da bile galip gelemiyordu Lakers.Bu kısırlık Lakers'ın üst üste maçlarda 100 sayıya ulaşamamasını ve hatta play-off resminin de dışında kalma tehlikesini yaşamasını sağladı.

Nba tarihinin en başarılı takımının bu hale gelmesiyle birlikte çokça dedikodu da ortaya çıktı.Bu dedikoduların merkezinde İspanyol yıldız Pau Gasol vardı.Gasol'un adının geçtiği bir çok dedikodu ortaya atıldı.Zaten duygusal bir oyuncu olan Gasol hem sahadaki fiziksel mücadelesinin yanında saha dışında da psikolojik olarak ciddi bir mücadele vermeye başladı.Zaten hücum opsiyonları son yıllara göre daralan Lakers'ta bir de Gasol gibi bir oyuncunun kendini vermekte zorlanması durumu hepten kötü bir hale getirdi.

Staples Center'da ki oyununu yine belli bir seviyeye getiren Lakers bu performansını deplasmanlara taşıyamadı.Atletik takımlara karşı zorlanan bir Lakers gördük.Blake'in sakatlığında önce bu bölgede çaylak Morris'i deneyen Lakers bunda başarılı olamadı.Daha sonra ise bu bölgeye montelenen bir başka çaylak Andrew Goudelock'sa beklenmedik derecede iyi bir katkı verdi.Özellikle dış atışlarda çok etkili olan çaylak oyuncu Lakers'a güzel bir hava getirdi.Ancak deplasman turnesine gelinmesiyle bu hava kayboldu.

Deplasman turnesiyle birlikte ekstra parçalardan gelen katkı hepten düştü.Ayrıca rakip guardların Lakers guardlarına sağladığı ezici üstünlükle birlikte sahada Lakers'ın değil rakiplerinin istediği basketbol oynandı.Özellikle Melo ve Amare'siz Knicks maçı çok üzücü oldu benim açımdan.Şöyle ki fiziksel olarak bu kadar üstün olan bir takımın bunu kullanmak yerine Knicks'e ayak uydurup koşması ve bunun sonucunda saçma bir mağlubiyet alması eksiğin ne olduğunu bir kez daha gözümüze soktu.Bununla birlikte Kobe-Gasol-Bynum üçlüsüne uygulanan baskı iyice arttı.Bynum'un gelen ikili sıkıştırmalar karşısında bocalaması da Lakers hücumunun Kobe'ye kalmasına neden oldu.O da bazı maçlarda çok kötü oynayınca Lakers'ın galibiyet yüzdesi düştü.Yine de Gasol'un muhteşem oynadığı ve deplasmanda kazanılan Celtics maçı gibi olumlu sinyaller de yok değildi.



Bu dönemde dedikodular hepten arttı.Biraz da bunlara değinelim.Lakers'ın Gasol'u yollayacağı haberleri birçok yerde çıktı.Gasol'un Boston'a Rajon Rondo karşılığında yollanacağı haberleri de vardı.Böyle bir takası kişisel olarak istemezdim ben.Bunun en önemli sebebi Bynum-Gasol'la birlikte pota altında çok çok etkili bir ikiliye sahip olmamız.Rondo iyi bir oyuncu olabilir ama bence bizim ihtiyacımız olan oyuncu o değil.Ayrıc benim Gasol'u çok sevmem de var bu takası istememe sebep.Sonuç olarak bu takas gerçekleşmedi en azından şimdiye kadar.Bir diğer dedikodu Gasol'un Derrick Williams ve draft hakları karşılığında Minnesota'ya gideceğiydi ki bunu Lakers yönetimi düşündüyse bile şaşırırım gerçekten.Ayrıca Gasol'un Rockets'a gittiği birkaç takımı içeren bir takas dedikodusu da çıktı.Buna göre Lakers Lowry ve Scola'yı kadrosuna katacaktı.Bunun gerçekleşeceğini düşünmüyorum nitekim gerçekleşmedi.

Tabi ki dedikodular Gasol'la sınırlı değildi.Sene başından beri Lakers'ın gündeminde olan Dwight Howard'la ilgili de çokça dedikodu çıktı.Kobe'nin Howard'a 3.opsiyon olacağını söylediği ve Howard'ın bu yüzden Lakers'a gelmek istemediği söylendi.Daha sonra birkaç takımlı farklı farklı senaryolar üretildi.En sonunda da Magic yönetiminin Howard'a karşılık Bynum teklifini reddettiği söylendi.Şimdilik bu dedikodular son bulmuş gibi ancak takas süresinin son günlerinde tekrar bu tip haberler çıkacaktır.Bynum-Howard takasının bizim aradığımız takas olduğunu düşünmüyorum.Bynum bu sene iyiden iyiye seviye atladı.Howard daha iyi bir oyuncu olsa da bizim takım içerisinde öncelikli sorunumuz bu değil.

Bu dedikoduların yanında Lakers'ın ciddi değişime gitmeden ufak değişikliklerle tekrar sonuca gitmeyi istediğine dair dedikodular çıktı.Önce Lakers'ın draft hakları karşılığında Sessions'ı alacağı haberi çıktı.Daha sonra Lamar Odom takasından gelen trade exception karşılığında Timberwolves'tan Beasley'i alacağı haberleri çıktı.Ancak Lakers'ın salary almak istemediği yüzünden bu takası istemediği haberleri çıktı.Son dönemde de Lakers'ın bu exception karşılığında Hinrich veya Felton'ı alabileceği haberleri var.Bana kalırsa büyük bir takastansa bu tip bir takas daha faydalı olur.Özellikle Hinrich yıllardır Lakers gündemine gelen benim de çok beğendiğim bir oyuncu.Bu açıdan eğer gelirse Hinrich veya Felton Lakers'ta olumlu yönde ciddi bir değişim olacağını düşünüyorum.

Bir de serbest oyuncu piyasasındaki oyuncular geldi gündeme.Geçen sene facia bir sezon geçiren Arenas'ın Lakers'la workoutlara katıldığını söylendi.Çin'den dönen Jr Smith'in takıma katılacağına dair dedikodular çıktı.En son da emekli olan ancak geri döneceği söylenen Rasheed Wallace yazıldı.Hatta bir ara Allen Iverson bile gündeme geldi.Jr Smith Knicks'e gitti ve şu ana kadar diğer oyuncular hala serbest.Özellikle Arenas'la Lakers ciddi olarak ilgilendi.Arenas'ın dizi için bir takım operasyonlar geçirdiği ve formda olduğu söylendi.Hatta Caracter waive edilince Lakers'ın Arenas'ı aldığına dair haberler çıktı.Şu an için takasla bir takviye gelmezse guard pozisyonuna Arenas'ın alınması gerektiğini düşünüyorum.Basketboldan 2senedir uzak olan ve üstüne üstlük pek te ihtiyacımız olmayan Rasheed Wallace gibi bir kumar oynayacağımıza Arenas'la kumar oynamak daha mantıklı.Tabi kumar oynayacaksak...



Bu arada All-Star arası da geldi.All-Star arasına 20-14'lük dereceyle girdi Lakers.Ancak oyun olarak biraz daha toparlanmış bir Lakers vardı diyebilirim.Blake'in de dönüşü tabi ki bunda olumlu bir etken oldu.Ayrıca Metta da ligin en kötü oyuncularından biri olmaktan sıkılmış olacak ki biraz toparladı kendini ve fiziksel olarak forma girdi.Ayrıca koç Brown'ın rotasyonu oturtması da önemli bir etken.Bynum+4şutörlü bir 2nd unit oluşturdu Brown ve bunda da şu an için başarılı bence.All-Star ilk beşineyse uzun bir aradan sonra 2 isim verdi Lakers.Kobe Bryant'ın yanında Andrew Bynum da kariyerinde ilk kez All-Star oldu üstelik ilk beşte başlayarak.Pau Gasol ise açıklanan yedek kadroda yer bulamadı kendine.All-Star maçı ise başka bir hikayeyi yanında getirdi.

Son yıllarda giderek gevşek bir maç haline gelen Doğu-Batı maçı bu sene de öyle geçiyordu.Ancak Miami'li Wade çok çok gereksiz sert bir faul yaparak Kobe'nin burnunu kırdı.Gerçekten son yıllarda bir oyuncuya bu kadar gıcık olduğumu hatırlamıyorum.Bu kadar gereksiz bir sertlik hele böyle bir gösteri maçında olmamalıydı.Ancak Wade ne yaptığının farkında değildi.Böylece tüm dünyayla birlikte biz de "Maskeli Mamba" ile tanışmış olduk.



Kobe Bryant gerçekten çok özel bir oyuncu.Kendini sürekli geliştirmeye çalışan ve müthiş bir kazanma hırsına sahip bir oyuncu.Giderek kusursuza doğru gidiyor oyunu.Üstüne üstlük geçirdiği birçok sakatlığa rağmen.Bu sene de tam dizlerindeki sakatlığın etkilerini atlatmışken bu sefer de el  bileğinden sakatlandı.Bu sakatlık bile sıradan bir oyuncuyu kenarda oturtmaya yeterken Kobe tabi ki oynamaya devam etti.Hem de çok daha tehlikeli bir silah olarak.Bu sene de oyununa post hareketinden sonra fade away şutu kattı.Ancak bu sefer de yukarıda belirttiğim gibi burnu kırıldı.

Kobe bu sefer de maskesiyle sahada yer aldı.Hem de daha da tehlikeli olarak.Maskeli Mamba All-Star'dan sonra oynanan 3 maçta rakiplerinin canına okudu.Minnesota'ya 31 sayı atan Kobe daha sonra Sacramento'ya 38 attı.Son olarak ta dün gece oynanan maçta Miami'ye 33 sayı attı.Üstüne üstlük bunları çok yüzdeli ve çok etkileyici bir şekilde attı.Bambaşka oynuyor Kobe bu sakatlıktan sonra.Kendisi de bunun farkında."Şu an ligde bana rakip olacak bir oyuncu yok." diyerek meydan da okudu.Bana göre de kusursuza çok çok yakın bir basketbolcu olan Kobe Bryant için şu an ligde oynayan herhangi bir oyuncuyu rakip görmüyorum.Kariyerleri sona erdiğinde bile Kobe Bryant'tan daha büyük bir oyuncu olacaklarını düşünmüyorum.

All-Star'la birlikte Lakers'ta performansı yükselen tek isim Kobe Bryant değildi.Metta World Peace te çıkışını sürdürdü ve sonunda bizim bildiğimiz "Ron Artest" oyununu sergilemeye başladı.Son Miami maçında ise zirve yaptı diyebiliriz.O böyle oynadığı sürece Lakers çok çok daha tehlikeli bir takım.Benchten de başta Blake ve Barnes olmak üzere güzel katkı alıyor Lakers son bölümde.İlerisi için umut veriyorlar dersem yanılmış olmam.



Bu sezon için oyuncu olarak bir değerlendirme yaptığımda sezonun en büyük sürprizleri bana göre çaylak Goudelock ve veteran Troy Murphy.İkisinin de bu kadar etkili bir rol alacağını sene başında düşünmüyordum.Goudelock çok iyi katkı veriyor ve iyi bir hücumcu olduğunu gösteriyor.Murphy ise tecrübesini konuşturuyor diyebilirim.Hem dış atışlarla hem de ribauntlarıyla ciddi katkı veriyor takıma.Sezonun hayal kırıklığı diyeceğim isimse her ne kadar son haftalarda biraz toparlansa da MWP.Gerçekten sene başındaki o halini unutmak zaman alacak.

İlerisi için bir değerlendirme yapmak gerekirse de yapılacak küçük ama önemli bir takviyenin Lakers'ta çok şey değiştireceğini düşünüyorum.Bir guard gerektiğini söylemeye gerek yok ama bunun için de Gasol'un verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.Elimizde Odom'dan gelen exception gibi önemli bir parça var.Ayrıca şaşırtıcı şekilde draft picklerimiz bazı takımların ilgisini çekiyor.Bunları kullanarak önemli bir hamle yapılabilir.Yukarıda değindiğim gibi Hinrich,Felton gibi hamleler Lakers'ı tekrar olması gerektiği seviyeye çıkartır.

Evet bir çok maçı izleyerek kalanların da özetlerini izleyerek bu değerlendirmelerde bulundum ve kişisel fikirlerimi de belirttim.Sezon ilerledikçe ne kadar yanılıp ne kadar yanılmadığımı göreceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder