30 Eylül 2011 Cuma

Durdurulamayan Boğa:Derrick Rose

Yıldız basketbolcu Derrick Rose müthiş bir sezonu geride bıraktı.Mvp ödülünü kazanan Rose'un popülaritesi iyice arttı.Bu yüzden de olsa gerek sponsoru Adidas Rose için yeni bir ayakkabı modeli üretmeye karar verdi.Bu ayakkabı için de çok güzel bir reklam hazırlamışlar.

Reklamda Rose arenaya salınan bir boğa gibi.Matadorlar onu durdurmaya çalışıyor ancak Rose o müthiş hızı ve top hakimiyetiyle onlardan sıyrılıyor.Başarılı bir çalışma olmuş gerçekten.Güzel de bir reklam çıkmış ortaya.

İşte o reklam.

Arda Damgayı Vurdu

Arda Turan Atletico Madrid kariyerine iyi başladı.Güzel performansının yanında arkadaşlarıyla arası da çok iyi Arda'nın.Atletico'nun son reklam filmine de Arda Turan damgasını vurdu.Oyuncuların takım arkadaşlarını tanıttıkları reklam filminde Arda gülmekten bir türlü konuşamadı.Sonuç olarak ortaya da aşağıdaki reklam filmi ortaya çıktı.Sevgilisi Sinem Kobal'dan biraz ders alması lazım Arda'nın.

Fatura Tevez'e Kesildi


Sene başında takımdan ayrılmak istediğini açıklayan Carlos Tevez'le Manchester City arasındaki ipler tamamen kopmak üzere.Son oynanan Bayern Münih maçında oyuna girmeyi reddeden Tevez için Mancini "Benim için bitti." gibi net bir ifade kullandı.

Agüero gelince üstüne üstlük çok ta formda başlayınca zaten Tevez'in pabucu dama atılmıştı ama yine de şu ana kadar en azından bize yansıtılan bir sorun yoktu.Ancak dün gece Mancini'nin oyuna girme talimatını takmadı Tevez ve oyuna girmedi.Bu da ipleri kopardı Arjantinli'yle Mancini arasındaki.Maçtan sonra Tevez konusunda oldukça sinirli gözüken  Mancini mağlubiyetinde etkisiyle verdi veriştirdi Tevez'e ve bir daha forma giyemeyeceğini söyledi.Tevez'se yanlış anlaşıldığını söyleyip biraz daha ılımlı yaklaştı olaya.

Bugün de yönetimle Mancini arasında bu konuda bir toplantı oldu.Toplantıdan fatura Tevez'e çıktı ve yıldız oyuncu 2 hafta takımdan uzaklaştırıldı.Ayrıca konu detaylı olarak araştırılacak ve Tevez'in kulüpteki geleceği resmen belli olacak.

Tevez gibi bir oyuncuyu silmek tabiki zor ama söz konusu takım Manchester City olunca zaten ayrılmak ta isteyen Tevez'e yol verilecektir.Sonuçta teknik direktöre hem de maç sırasında isyan bayrağı çekmek olmaz.Takım arkadaşlarını da zor durumda bıraktı Tevez.

İşte Tevez'in oyuna girmeyi reddetiği pozisyon.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Makina Gibi

Şampiyonlar Ligi'nde dün gece oynanan maçlarda yine güzel goller atıldı.Benim için en dikkat çeken golse Real Madrid'in attığı goldü.Müthiş bir kontra atağa çıkan Madrid ekibi net paslarla sadece 16 saniyede tüm sahayı geçip Cristiano Ronaldo'yla golü buldu.Gerçekten müthiş bir organizasyon ve paslaşma zinciri.

Artık Brooklyn Nets


Nba takımlarından New Jersey Nets'in takım sahiplerinden ünlü Amerikalı şarkıcı Jay-Z takımın 2012-2013 yılından itibaren Brooklyn'e taşınacağını ve isminin "Brooklyn Nets" olarak değişeceğini açıkladı.

Brooklyn'de yapılan Barclays Center'da maçlarını yapacak olan Brooklyn Nets için Jay-Z yardım konserleri de düzenleyecek ve çeşitli kampanyalarla taraftarların ilgisini çekecek.Rus dolar milyarderi Prokhorov takımı satın aldığından beri ciddi bir yatırım yapması bekleniyordu Nets'in.Brooklyn'e geçmek yıldız oyuncuları cezbedecektir.İlk amaçlarının da şu an Beşiktaş'ta oynayan Deron Williams'ı tutmak oldukları biliniyor zaten.Deron'un yanına 2 süperstar ekleyerek hem modaya uyucaklar hem de şampiyonluk hedefleyecekler.

İşte Brooklyn Nets'in salonu ve tanıtımından kareler:

27 Eylül 2011 Salı

Faik Işık vs Ahmet Çakar

Dün akşam Beyaz Tv'de Türk televizyon tarihinin en sert kavgalarından biri yaşandı.Ahmet Çakar'la Faik Işık birbirine girdi.Son olarak Faik Işık'ta çıkarken Ahmet Çakar'a küfür edince iyice gerildi ortam.Koridorda da devam etmiş olabilir kavga çünkü Ahmet Çakar canlı yayından çıkıp gitti.Baya sert bir kavga oldu ama reyting uğruna bunu uzatmak ta hoş değil tabi kanal yönetimi için.Reklama girmemekte ısrar ettiler.

26 Eylül 2011 Pazartesi

En Çok Kazananlar Bizden

Avrupa basketbolunda en çok kazananlar listesi açıklandı.İlk 5 sırada lokavt sebebiyle Nba'den Avrupa'ya gelen basketbolcular var ki bunlardan 3'ü de bizim ligimizde oynayacak oyuncular.Ancak son gelişen haberlere göre bu liste yeniden şekillenebilir.Çok önemli oyuncuların Avrupa'ya geçişi olacak gibi şu lokavt süresinin uzamasından sonra.Şimdilik en çok parayı bizim takımımızdan kazanan oyuncular var listenin üstünde.İlk beş sıradaki isimler hariç diğerleri de Avrupa basketbolunun en önemli isimlerinden.Hele son Eurobasket'ten sonra Navarro çok az bile kazanıyor.

1-Deron Williams Beşiktaş 3.5 milyon Euro
1-Mehmet Okur Türk Telekom 3.5 milyon Euro
3-Nenad Krstic CSKA Moskova 3 milyon Euro
3- Rudy Fernandez Real Madrid 3 milyon Euro
5- Ersan İlyasova Anadolu Efes 2.7 milyon Euro
6- J.C Navarro Regal Barcelona 2.5 milyon Euro
7- Vassilis Spanoulis Olympiacos 2.4 milyon Euro
8- Dimitris Diamantidis Panathinaikos 2 milyon Euro
9- Mike Batiste Panathinaikos 1.9 milyon Euro
9-Milos Teodosic 1.9 milyon Euro

Guti Sorunsalı


Beşiktaş'ta Guti sorunu giderek ilginçleşen bir hal almaya başladı.Bu yazıyı uzun zamandır yazmayı planlıyordum aslında ama şu son Antalya maçını da bekleyeyim dedim.Bu maçta da Guti kadroya alınmayınca bu konuyu ele almanın zamanı geldi dedim.

Öncelikle Guti konusu birkaç etmenin bir araya gelmesiyle oluşan bir konu.Öncelikli olarak Guti'nin kendisiyle başlayalım.İlk geldiği zamanlar çok formdaydı.Takıma katkısı direkt belli oluyordu.Orta sahada bir noktaya kadar pres yapıyor,hücumlarda etkin bir rol alıyor ve takıma liderlik ediyordu.Ancak sonra Guti istikrarlı olarak düşüşe geçti.Performansı ve kondisyonu iyice geriledi.Artık daha az pres yapan,aldığı topları ileriye değil de daha çok geriye oynayan ve en önemlisi 10 dakikada kıpkırmızı olup yorulan bir Guti vardı genel olarak maçlarda.Performansıyla taraftarları memnun etmiyordu.Kondisyonunun kötü olması oyununu çok etkiledi.

Kondisyonunun iyi olmamasının en önemli sebebi de Guti'ydi tabiki.Kendine pek bakmadı açıkçası bazı dönemler özellikle.Gece hayatına biraz fazla düşüp antremanlarını aksattı.Bu dönemde verdiği pozlarda onun gece hayatında yaşadıklarını gösterdi.Alkolle arasının iyi olması onuun futbol hayatını değiştirmeye başladı.Sarhoş haldeyken karıştığı olaylar da artınca bazı kesimler ona cephe almaya başladı.

Sene sonuna doğru Guti'nin performansı iyice düştü.Beşiktaş'ın hızlı oyununa ayak uyduramayınca da kötü futbol sergiledi.Taraftarlar arasında onun gitmesi gerektiğini düşünenler iyice arttı.Ben açıkçası hep bir şans verilmesinden yanaydım.Sonuçta iyi bir sezon geçmemişti belki de bu yüzden konsantrasyonu azalmıştı.Ama yine de aklının sahada olması gerekirdi.Bu yüzden düşen performansı Guti'yi eleştiri oklarının hedefi haline getirdi.


Gece hayatını bu kadar göz önüne getiren basının da bu konuda suçu büyük.Zaman zaman çok ağır ve çok haksız eleştriler yaptılar.İzin günlerinde istediklerini yapabilir futbolcular ama basın bunu anlamadı.Sürekli Guti sanki maçlardan antremanlardan kaçıp geliyormuş havası estirildi.Tatile gitmek için bilerek kart gördü dediler hafta içindeki maçta 11'de oynadığını  yazmadılar.Guti'nin üstüne çok fazla gittiler o kızdıkça daha da gittiler.

Guti de sütten çıkmış ak kaşık değil belki ama şu kadar baskı yapıp üstüne gidecek bir durum da yoktu.Kupa zaferini kutlayan futbolcuların çoğu o akşam birşeyler içti ama manşetler de yine Guti vardı.Bu yüzden de Guti'nin kafasını bunlara takmaması imkansızdı.Bu da onu etkileyen başka bir unsurdu.


Guti konusunda teknik heyet ve yönetimin de suçu var aslında.Tam olarak kontrol edemediler onu.Tabiri caizse iplerini çok saldılar.Biraz daha çeki düzen verebilirlerdi ona çünkü o basında yer aldıkça yönetim açıkçası biraz sessiz kaldı.Kapalı kapılar ardında neler oldu bilemem ama bize yansıyana göre onlar da sıkıntılıydı.Yine de ciddi bir müdahele gelemedi.

Teknik ekibe gelirsek Schuster bu konuda pek birşey yapmadı.Yine de onun zamanında iyiydi Guti'nin performansı.Tayfur hoca belki toparlayabilirdi durumu ama malum olaylar yüzünden anlamsızca takımdan uzak kalıyor.Bu yüzden Guti konusunda  onu pek suçlayamayız.En radikal müdaheleyi de Carvalhal yaptı.Şu ana kadar resmi maçta kadroya almadı Guti'yi.Net bir sebep göstermese de Guti'nin durumundan memnun değil.Onun kendisini toplaması için de tekrar hırslandırılması lazım ki şu ana kadar da Carvalhal bence doğruyu yapıyor.


Şu an için Guti kadroya bile giremiyor.İlginç bir profil de çiziyor açıkçası.Sene başında birkaç kez yine gece kulübünde görüntü verdi ama ondan sonra bu konuda başka bir durum olmadı.Önceleri sakat olduğunu söylendi.Ancak son haftalarda kadroya girmemesi için tek neden Carvalhal.Nitekim o da twitter'da "Bugün sakat değilim ama yine kadroda değilim." dedi Bursa maçında kadroya giremeyince.Bu açıklamasını herkes bir isyan olarak algıladı.Gitmek istediğini söylediler.Ancak daha sonra Guti açıklamalarının yanlış anlaşıldığını Beşiktaş'ta kalıp başarılar yaşamak istediğini söyledi.

Son Antalya maçında ise ben ilk 11'de olmasını bekliyordum açıkçası ama yine kadroya bile giremedi.Bu durumdan sonra alacakları karşılığında sözleşme feshini istediğini bile söylediler ama Guti tam tersine yine kalmak istediğini söyledi ve maçtan sonra takım arkadaşlarını soyunma odasına inip tebrik etti.Ilımlı bir hava çizdi yaratılmak istenilenin aksine.



Guti konusunda son olarak değerlendirmeye gelecek olursak Guti'nin artık oynamak istediğini sanıyorum.Bunun için mutlaka kendisini toparlayıp futbola konsantre olması lazım.Kendini toparlarsa Carvalhal mutlaka ona gereken şansı verecektir.Çünkü şu kadro içerisinde Guti'nin daha doğrusu formda bir Guti'nin çok fazla katkısı olur.Beşiktaş ileride top tutma konusunda sıkıntı çekiyor bunun için de Guti'den daha iyisini bulamazlar.

Yönetimin de konuya el atması lazım.Carvalhal'le Guti arasındaki olası bir sorun varsa bunu halledip Guti'yi kontrol altına almalılar.Bu sorunu çözmek için herkesin ılımlı olması lazım.Guti'nin kendisini futbola vermesi bu durumun değişmesi için gerekli olan en önemli şart.O kendisini futbola verirse forma giymesi kaçınılmaz.

25 Eylül 2011 Pazar

Kobe Boğaz'da



Kobe Bryant İstanbul'da.Kobe'nin geleceğini söylemiştik daha önce şu yazımızda.Ve Kobe geldi.Kobe'nin gelişiyle ilgili detaylı bir yazı yazıcağım ama ilk fotoğraflarda gelmeye başladı.Kobe'nin boğazı geçerken çektirdiği fotoğraf yukarıdaki de.Gerçekten çok mutlu gözüküyor Bryant.Açıklamaları da bu yönde zaten.

23 Eylül 2011 Cuma

Bologna Kobe İçin Kesenin Ağzını Açtı



İtalya'nın güçlü ekiplerinden Virtus Bologna Los Angeles Lakers'ın süperyıldızı Kobe Bryant için adeta çıldırdı.Lokavt süresince Avrupa'da oynayabileceğini söyleyen Kobe Bryant için daha önce Beşiktaş ta devreye girmişti.Ama Bologna çok yüksekten uçtu.

Bologna genel menajeri Massimo Faraoni, Associated Press'e yaptığı açıklamada Kobe'ye teklif yaptıklarını ve ona maç başı yaklaşık 740 bin dolar önerdiklerini söyledi.Ayrıca Kobe'ye yıllık,aylık,2aylık ve maç başı olmak üzere 4 tane sözleşme önerdiklerini söyledi.

İnanılmaz bir rakam.Maç başına müthiş bir para.Yıllık sözleşmeyi kabul etmesi imkansız Kobe'nin neredeyse.Ama aylık bir sözleşme imzalayabilir lokavt bitene kadar.Zaten sezonun da geç başlaması kesinleşti.Bir servet olucak resmen.Müthiş bir para.Kobe de babasının oynadığı İtalya'da oynamak istiyor zaten.Takımdan iyi arkadaşı ve oyuncular birliği başkanı Derek Fisher'la bir kez daha lokavt konusunu konuşup karar vericektir Bryant.Bana göre artık Kobe büyük ihtimal Bologna'da oynar.Bu teklifi reddetmek çok çok zor.

6 Saatlik Görüşmeye Rağmen Sonuç Yok



NBA'de bu akşam lokavtla ilgili çok çok önemli bir görüşme yapıldı.2 tarafın da önemli isimleri bir araya geldi.Lokavt konusunda anlaşmak üzere yapılan toplantı tam 6 saat sürdü.Ancak bir sonuca varılamadı.

2 tarafta görüşmeden sonra keyifsizdi.Herhangi bir ilerleme olmadığı konusunda açıklamalar geliyor.Böylece Nba sezonunun zamanında başlamayacağı neredeyse kesinleşti.Şu anda anlaşsalar bile sezonun normal zamanda başlaması çok çok zor.Haftaya bir görüşme daha yapılacak ama anlaşma bence çok uzak.Daha önce de demiştim aradaki fark çok ve 2 tarafta anlaşmaya şu an için yanaşmıyor.

Okyanus ötesine geçişlerin hızlanması da bunu gösteriyor..Hafta başından itibaren Rudy Fernandez,Danillo Gallinari,Kenyon Martin,Austin Daye ve Semih Erden gibi oyuncular Avrupa'da veya Çin'de takımlarla anlaştı bile.

Umarız taraflar fazla inada bindirmez işi.Her ne kadar Deron Williams gibi bir süperstarı takımımda izleyecek olsam da Nba'in tadı başka.

22 Eylül 2011 Perşembe

Ne Takım Be!


 
Bundan 20 yıl önce FIBA'nın Nba oyuncularına vize vermesiyle dünya tarihinin en güçlü takımı kuruldu.Hatta bence tüm spor tarihindeki en güçlü takım buydu.1992 Olimpiyatlarında Amerika için toplanan bu oyuncuların hepsi NBA efsanesi durumunda.

Kadroda kimler yokki.. Michael Jordan,Magic Johnson,Larry Bird,Scottie Pippen-Karl Malone-Charles Barkley-David Robinson- Patrick Ewing-Clyde Drexler-John Stockton-Chris Mullin ve Christian Laetner dan oluştu kadro.Laetner'i biraz geri plana alırsak hepsi NBA tarihine damga vurmuş oyunculardı.Tabiki rahatlıkla şampiyonluğa uzandılar.Öyle bir takımdıki bu rakip oyuncular molalarda gelip fotoğraf çektiriyordu.Gerçekten inanılmaz bir takım.

21 Eylül 2011 Çarşamba

Ron Artest Elendi

Ron Artest yani yeni adıyla Metta World Peace'in dans yarışmasına katıldığını yazmıştık.Yarışma başladı ve ilk hafta performansları sergilendi.İlk elenen de tabiki World Peace oldu.Artest aslında fena dans etmedi başlarda.Sarıya boyattığı saçlarıyla da ilgi çekti ama dansın ilerleyen bölümlerinde baya kötüleşti Artest.Cüssesinin dezavantajı işte.Jüriden en düşük puanı aldı ve elendi.

İşte Artest'in Cha-Cha dansı.

Telekom'lu Memo

Mehmet Okur lokavt süresince Türk Telekom'la anlaşmıştı.Dün itibariyle de resmi sözleşme imzalandı.Katılımın yoğun olduğu imza töreninde Memo'nun çok mutluğu olduğunu gördüm.Ondan beklentiler de yüksek.İnşallah sağlık sorunu yaşamadan oynar biz de izleriz.

İşte imza töreninden görüntüler ve Telekom'lu Memo.

20 Eylül 2011 Salı

Semih Erden Beşiktaş'ta


Lokavt görüşmelerinin tıkanması sonrasında Avrupa'ya dönüş iyice hızlandı.Akşam saatlerinde de Milli oyuncumuz Semih Erden'in Beşiktaş'la anlaştığı haberi geldi.Semih lokavt bitene kadar Deron Williams'lı Beşiktaş forması giyecek.

Semih Erden'le Beşiktaş daha önce de görüşmüş ancak anlaşma çıkmamıştı.Semih'in sakatlığının da tamamen geçtiği ve oynamaya hazır olduğu bilgisi geldi.Ancak henüz resmi sözleşme olmadığı haberleri de var.Bu haberlerde Semih'le görüşmenin çok olumlu geçtiği ancak henüz imza atılmadığı bilgisi var.Yine de büyük ihtimal Semih Beşiktaş forması giyecek.

Önemli bir transfer.Semih önemli bir oyuncu kafasını basketbola verince.Üstelik yerli oyuncu olarak oynaycak olması da büyük avantaj.Pota altında ribaunt ve blok sezgisiyle önemli katkı verecektir mutlaka.Deron Williams gibi bir oyuncuyla oynayacak olması da onun için büyük avantaj.Oyununu geliştirebilir.Ama Beşiktaş olası lokavt bitiminde çok daha ağır bir darbe yiyecek bunun için ekstra bir planları olmalı mutlaka.Ama yine de bir yabancı uzun takviyesi gerekiyor Beşiktaş'a bence.

Deron Rakıyla Tanıştı


Beşiktaş'ın süperyıldızı Deron Williams dün akşam itibariyle rakıyla da tanışmış oldu.Twitter'dan da bunu duyuran Deron "İlk kez Türklerin milli içkisi olan rakıyla tanıştım.Güzelmiş" dedi.Rakı bardağıyla da poz vermeyi unutmadı Deron.

Şampiyon İspanya


Eurobasket'te beklediğim oldu.Turnuva başından beri favori gördüğüm İspanya final maçında da başarılı bir oyun ortaya koydu ve Fransa'yı 98-85 mağlup ederek Avrupa şampiyonu oldu.İspanya giderek artan bir performans sergiledi turnuva boyunca ve önemli oyuncularının hepsinin iyi performansıyla şampiyon oldu.

Maça karşılıklı basketlerle başladı her 2 takımda.Ancak çeyreğin sonuna doğru Navarro ve Marc Gasol'la art arda basketler bulan İspanya savunmada da sertliği sağlayınca Fransa sayı bulmakta zorlandı ve ilk çeyrek 25-20 İspanya üstünlüğüyle geçildi.

2.çeyreğin başlamasıyla birlikte Air Kongo uçuşu da başladı.İspanya'nın Kongo asıllı oyuncusu Ibaka savunmada kontrolü ele aldı ve üst üste harika bloklar yapmaya başladı.Gerçekten uçanı kaçanı bloklamaya başladı Ibaka.Çok yükseklikten atılan şutlara bile sıçrayıp bloğu vurdu Ibaka.Tabi hal böyle olunca dönen toplar Fransa'nın potasında hızlı hücum olarak sayı oldu.Ibaka'nın bu tehtidi sayesinde Fransa hücumları bozulmaya başladı.Farkı iyice açtı İspanya ancak bu sefer de devreye Batum girdi.Fernandez'in Parker'a yaptığı çok sert faulden sonra elektriklenen ortam dönüşü bir üçlük bir de top çalma ve smaç bulan Batum farkı 5'e indirdi.Ancak daha sonra Pau Gasol devreye girdi ve farkı 9'a kadar çıkartıp İspanya'nın ilk yarıyı 50-41 önde kapatmasını sağladı.


2.yarıya Noah ve Gelabale'in sayılarıyla başlayan Fransa farkı indirdi ancak İspanya'nın imdadına bir kez daha Navarro yetişti.Onun önderliğinde Marc Gasol'la birlikte sayılar bulan İspanya farkı iyice arttırıp oyunun kontrolünü eline aldı.Böylece son çeyreğe 75-62'lik İspanya üstünlüğüyle girildi.

Son çeyrekte iyice baskısını arttıran İspanya farkı da arttırınca Fransa'nın direnci düştü ve iyice rahatladı İspanya.Fernandez'in de etkili oyunuyla farkı arttırdı.Karşılıklı basketlerle geçildi son anlar ve İspanya 98-85 kazanarak şampiyonluğu kazandı.

Final maçında İspanya adına Juan Carlos Navarro 27 sayı 5 asist,Pau Gasol 17 sayı 10 ribaunt 4 asist,Jose Calderon da 17 sayıyla oynadı.Fransa adınaysa Tony Parker 26 sayı 5 ribaunt 5 asistle oynadı.


Turnuva sonunda güzel görüntüler vardı.Her 2 takımda örnek davranışlar sergiledi.Önce Fransa'dan başlarsak turnuva öncesi sakatlanan ve kadrodan çıkartılan ancak yine de her maçta kenarda takımını destekleyen Ronny Turiaf'ı unutmadı arkadaşları.Bütün takım madalyasını Turiaf'ın boynuna astı ona olan sevgilerini gösterdiler.İspanya ise turnuvada babasının ölüm haberini alan Felipe Reyes'i unutmadı.Reyes yine de bütün maçlarda elinden geleni yapmıştı.Bu yüzden kupayı Navarro ona teslim etti ve kupayı Felipe Reyes kaldırdı.Gerçekten çok güzel davranışlar 2 takımdanda.

Turnuvanın Mvp'si İspanya'dan Juan Carlos Navarro oldu.Zaten ya o ya da Gasol alıcaktı Navarro aldı.Özellikle son maçlarda inanılmaz oynadı Navarro.Takımını sırtladı,kritik anlarda taşıdı ve liderlik etti.Gasol da istikrarlı olarak iyi oynadı o da takımını sırtladı.

Turnuvanın en iyi beşine ise Makedonya'dan Bo McCalebb,Rusya'dan Andrei Kirilenko,Fransa'dan Tony Parker ve İspanya'dan Gasol'la Navarro seçildi.Benim de ilk beşim böyle oluşuyordu.Hepsi hak ettiler gerçekten.

Evet milli takım için kötü onun dışında güzel bir turnuva geçirdik.Umarız bundan sonraki turnuvalarda daha başarılı oluruz.

Ne Yaptın Torres?

Fernando Torres çok yüksek bir ücretle Chelsea'ye gittiğinden beri hayalkırıklığı yaratıyor. Takıma geldiği günden bu yana çok formsuz ve gol yollarında çok etkisiz.Son oynanan Manchester United maçına kadar sadece 1 golü vardı.Manu maçında fileleri havalandırdı ancak öyle bir gol kaçırdıki akıllara zarar.Kaleciyi geçen Torres uygun pozisyonda topa çok kötü vurdu.Kişisel olarak sevdiğim oyunculardan Torres'in bu hali beni üzüyor.Umarım toparlar...

İşte o pozisyon.

19 Eylül 2011 Pazartesi

Şakacı Beckham

Ünlü İngiliz futbolcu David Beckham meşhur televizyoncu Elen Degeneres şova katıldı.Daha doğrusu programda bir şaka yaptı.Sunucu Elen'dan kulaklıkla talimat alan Beckham bir mağazada insanlara parfüm tanıtmaya çalıştı.Hey gidi Beckham o da sonunda sabah programlarına düştü işte.İşin şakası tabi.Baya ilginç görüntüler yaşanmış şakada.

İşte Beckham'ın şakası..

Vicente Calderon'da Arda Turan Sesleri

Arda Turan Atletico Madrid macerasına iyi başladı.Son 2 maçta ilk 11 de çıkmaya başlayan Arda başarılı oyunuyla göz dolduruyor.Atletico seyircisi son 2 maçta 3 asist yapan Arda'nın performansından çok memnun.Son Racing maçının son anlarında "Arda Turan" tezahuratıyla milli oyuncumuza destek verdiler.

İşte o anlar.

18 Eylül 2011 Pazar

Finale Doğru


Eurobasket'te uzun maratonun sonuna gelindi.Saatler sonra oynanacak Fransa-İspanya finaliyle şampiyon belli olacak.Bu önemli maç öncesi ufak bir değerlendirme yazısı yapmazsak olmaz tabiki.

Öncelikle favorim İspanya'dan başlayalım.Turnuva öncesi beklentilerde olduğu gibi İspanya finale çıkmayı başardı.Zaten çok güçlü bir kadroları vardı ve bu kadro görevini yaptı.En önemli artılarına gelirsek İspanya'nın pota altı inanılmaz güçlü.Gasol kardeşler,Ibaka ve Reyes'ten oluşan pota altında her türlü opsiyon var.Gasol kardeşler sahada oldu mu çok uzun kalıyor İspanya.Bu hem savunma da ortayı kapatmak hem ribauntları toplamak hem de sayı bulmak açısından çok önemli bir avantaj.İkisinin de şutu olması ve pas yetenklerinin gelişmiş olması alan savunması deneyen takımların kabusu.Ibaka ve Reyes te oyuna serlik getiren isimler.Özellikle Ibaka'nın takıma katılması çok önemli bir artı oldu İspanya adına.



İspanya'nın bir diğer önemli silahına gelirsek o da tecrübeli oyuncu Navarro.Navarro çok iyi bir turnuva geçiriyor ve takımını sırtlıyor.Hücumda ne zaman tıkansa İspanya bir şekilde sayı buluyor ve takımını rahatlatıyor.Can alıcı üçlüklerini saymıyorum bile.Çok formda Navarro ona mutlaka dikkat etmesi lazım Fransa'nın.Keza Rudy Fernandez de kritik işler yapıyor hem hücumda hem savunmada.Çaldığı toplarla bulduğu kolay sayıların yanına üçlükleri de ekliyor.

İspanya'nın opsiyonu çok fazla.Yani kadroları çok geniş bu yüzden rotasyonu rahat yapabiliyorlar.Bu da onların en önemli avantajlarından biri.Ritimlerini buldular mı da herkes her yerden sayı atabiliyor.O yüzden de çok rahat skor üretebiliyorlar.

Negatif yanlarına gelebilirsek savunma da sertliği pek yapamıyorlar bazı oyuncular hariç.Özellikle Calderon ve Rubio hep kaçak güreşiyorlar.Hele ki karşılarında Parker-Batum gibi oyuncular varken mutlaka savunmaya da konsantre olmaları lazım.Ayrıca o dediğim ritim olayını bulamadıklarında da sıkıntı yaşıyorlar ve bazen topu pota altına indirmeyi unutabiliyorlar.Rubio'nun berbat şut atması da hücumda ayrı bir dezavantaj.Sertliğe karşı bazen pasifleştikleri anlarda oluyor İspanya için.



Fransa'ya geçecek olursak tabiki en büyük silahları Tony Parker.Parker liderlik görevini çok iyi yapıyor.Ona içeri girme adımını verdiğiniz an bir şekilde ya sayı buluyor ya da asist yapıyor.Rakipleri faul problemine de çok iyi sokuyor Parker.Hem rakip oyuncuları faul problemine sokuyor hem de serbest atış çizgisinden takımına sayılar kazandırıyor.

Fransa adına görev adamları da verimli bir turnuva geçiriyor özellikle de Batum.Uzun kollarıyla çok iyi pas arası yapıyor ve rakibin pas organizasyonlarını bozuyor.Çok yönlü bir oyun da sergiliyor Batum.Son Rusya maçında iyice yıldızlaştı.Batum ayrıca çok iyi sorumluluk ta alıyor.Parker'a çok yardımcı oluyor.Noah her zaman olduğu gibi bu takımın yüreği.Ateşleyici parçası.Savunmanın temel direği.Gerçekten müthiş mücadele veriyor.Takımın bu maçta yine en önemli oyuncularından biri olacak bu maçta.

Bir diğer artısına geçersek Fransa adına benchten gelen isimler beklenmedik katkı veriyor.Başta Ali Traore olmak üzere De Colo ve son maçta pek kullanılmasa da Seraphin beklenmedik katkılar veriyorlar.Bu maçta da verecekleri katkı çok kritik.

Dezavantajına gelirsek Fransa'nın Diaw çok verimsiz oynuyor bu turnuvada.Onun gibi bir oyuncunun bu maçta da böyle oynaması Fransa için kötü olur.Ayrıca İspanya uzunlarına karşı çok yetersiz kalıcak Diaw.Bu da onlara savunmada sıkıntı çıkartacak.Gelabale'in sakatlığı da bir başka sıkıntı yaratan konu Fransa adına.Pota altında Noah'ın omuzlarına çok yük binecek.Onun da olası faul problemi halinde İspanya çok daha rahatlıyacaktır pota altında.Kısaların mutlaka ribauntlara yardım etmesi lazım.Yoksa ribauntlarda İspanya çok avantajlı.


Maça gelecek olursak favorim İspanya.Pota altında çok ağır basıyorlar.Navarro'nun da etkisiyle maçı alırlar gibi gözüküyor.Ama Fransa da Parker,Batum ve Noah ta bunun olmasına izin vermemek için ellerinden geleni yapacaklardır.Diaw'ın mutlaka bu sefer iyi bir maç çıkarması lazım.İspanya da Parker'ın savunmasında dikkat etmeli.Ama kadro derinliği ve opsiyon çokluğunun verdiği avantajla İspanyollar çok ağır basıyor.İspanya kupayı kaldıracaklardır.

Vittek Şoku



Trabzonspor dün akşam evinde İstanbul Büyükşehir Belediye'yi ağırladı.Avrupa zaferinden dönen Trabzon büyüklerin belalısı İbb'den hiç hesapta olmayan bir yenilgi aldı.Ancak yenilgiden daha önemli bir olay oldu.

Trabzonspor'un Ankaragücü'nden transfer ettiği Robert Vittek ilk yarının sonlarına doğru sakatlanıp oyundan alındı.Ancak asıl şok yaşanan kontrollerden sonra yaşandı.Slovak futbolcunun diz yan bağlarının koptuğu ve tam 1 yıl sahalardan uzak kalacağı açıklandı.Çok kötü bir durum gerçekten.1 yıl inanılmaz çok sakatlık için.Yeni transfer olmuştu hem de ve ben Trabzon'da çok iş yapacağını düşünüyordum.Şimdi devre arasında mutlaka bir transfer gelecektir Trabzon'dan bu bölgeye.

Bağ kopması çok ciddi bir sakatlık.Yürümeye bile aylar sonra başlayacak Vittek.Belki de futbol kariyerinin sonuna gelmiş olabilir tecrübeli golcü.Çok üzücü.Daha önceki yazılarımda da fark etmişsinizdirki sakatlıkları hiç sevmem.Bu sakatlığı öğrenince de gerçekten çok üzüldüm.Geçmiş olsun Vittek'e.

17 Eylül 2011 Cumartesi

Seyircisiz Yerine Kadınlar ve Çocuklar


Evet TFF ilginç kararlara imza atmaya devam ediyor.Bu sefer de seyircisiz maçları kadın ve çocuklara ücretsiz yaptılar.İlginç bir karar.

Öncelikle şunu belirteyimki bana göre seyircisiz oynama cezası zaten çok saçmalık.Kişilerin yaptıklarını binlerce insana ve kulübe kesmek nasıl mantıktır anlamamıştım.Seyirci futbolun tadıdır tuzudur.Seyircisiz maçlar ne kadar güzel futbol olursa olsun sıkıcı maçlardır bana göre.Madem bu konuda bir değişikliğe gidilcekti bu cezayı komple kaldırsalardı daha güzel olurdu.Yapmadılar belki de akıllarına bile gelmedi.

Kadın ve çocukların girmesine ise anlam veremiyorum.Buradaki cinsiyet ayrımını anlamıyorum.Seyircisizse maç seyircisizdir.Bunun "Aaa sen gel yok siz gelmeyin o gelsin şunlar gelmesin" mantığı yoktur.Dediğim gibi sporda şiddet yasası çıkartıldı,statlarda kameralar var.Tespit edesin o kişiyi.Neyse cezası verirsin.Gidip te onca insanı cezalandırmanın alemi yok.Hele bu tip bir ayrımcılıkla yapmanın gereği hiç yok.Bayanların da sabıkaları var yani.Tabi erkekler kadar değil ama onlar da sütten çıkmış ak kaşık değil.Alınan kararı saçma ve yanlış buluyorum.Dediğim gibi bu ceza komple kalkmalı bence.

TFF'nin şu şike olaylarıydı,play-off kararıydı derken gözümdeki kredisi 0'dan da az.Çok kötü bir yönetim gösteriyorlar ve bence çoktan istifa etmeleri gerekirdi.İyice karıştırıyorlar ortalığı.Ayıptır.Oyuncak ettiğiniz şey Türk futbolu.

Beşiktaş Tel-Aviv'i Beşledi


Trabzon maçını geç girdiğim için Beşiktaş maçını da geç girmek zorunda kaldım.Bu konuda da özür diliyorum.Maça geçecek olursak siyasi konulardan dolayı gergin bir hava vardı.Geniş güvenlik önlemleri alınmıştı.Korkulan olmadı.Sahada ise süper bir Beşiktaş vardı ve Tel-Aviv'i evine 5 golle yolladı.
Eskişehir'de oynanan kötü futbol,takımda idda edilen sorunlar ve tabiki Metris'teki eksikler yüzünden sıkıntılıydı Beşiktaş.Ama maça çok hızlı başladılar.Aurelio'nun müthiş pasına Almeida çok klas dokundu ve kalecinin üstünden topu ağlarla buluşturdu.Bu erken gol Beşiktaş'ı da rahatlattı.Oyunu kontrollü oynayan Beşiktaş orta sahayı elinde tuttu.Aurelio-Fernandes-Necip üçlüsüyle çok iyi kontrol etti Beşiktaş.Savunmada da Egemen-Sivok ikilisi daha uyumluydular.Tel-Aviv de çoğalamadı.Fernandes'in güzel pasına Almeida hareketlendi ama kaleci daha önce davrandı.İsmail'in müthiş hareketlerle getirip açtığı ortaya ise kimse dokunamadı.Sahaya kaptan olarak çıkan Quaresma'nın ayağının dışıyla Almeida'ya attığı pasta ise Portekizli golcü 2 vuruşta ağlara yolladı ve durumu 2-0'a getirdi.Muhteşem bir asistti gerçekten.Ronaldo'nun geçen hafta Benzema'ya attığı müthiş pasın daha da zoruydu.O müthiş ayağının dışıyla yolladı Quaresma bu pası.Almeida da bitirdi.Ertem Şener'in tabiriyle 3.ayağıyla attı pası Quaresma.



2.golden sonra iyice rahatladı Beşiktaş.Oyunu kontrollü bir şekilde elinde tutup kontralarla gol aradı.Maccabi de ayak uydurdu buna ve pek te zorlamadılar Beşiktaş'ı.

2.yarıya ise Maccabi hızlı başladı.Kornerden gelen topta Aurelio zamanlama hatası yapıp Rüştü de üstüne gelen topu çıkartamayınca Kehat'ın golüyle Maccabi farka 1'e indirdi.Rahat gözüken oyun bir anda stresli bir hale geldi Beşiktaş için ama hemen ardından Fernandes'in ortasına çok iyi yükselen Aurelio hem takımını rahatlattı hem de kendini affettirdi.Daha sonra Quaresma'nın sağdan şık bir çalımla getirip güzel ortaladığı topta Egemen'in tekmeye kafa uzatıp topu 90'a çakmasıyla iyice rahatladı Beşiktaş.Sakatlanan Almeida'nın yerine giren Edu'nun şutunda kaleci başarılıydı.Oyunu iyice yavaşlatan Beşiktaş son dakikalarda Edu'nun golüyle maçın skorunu belirleyip Avrupa Ligi'ne çok iyi başladı.Belirtmeden geçmek istemiyorum Fernandes'in 4 Maccabi'li yi geçtiği pozisyonu mutlaka izleyin.Çok şık çalımlarla dengesinin bozulmasına rağmen 4'ünü de geçti.


Maçın değerlendirmesine geçecek olursak Beşiktaş Eskişehir maçından çok farklıydı.Bunun en önemli sebeplerinden biri orta alanda Veli yerine Aurelio'nun olmasıydı.Aurelio defansla orta saha arasındaki bağlantıyı kurup tecrübesiyle çok büyük katkı yaptı.Aurelio'nun olması Fernandes ve Necip'e de güven kazandırdı ve onların ileriye çıkmasını sağladı.Ayrıca Aurelio defans önünde süpürücü görevini de iyi yaptı.Bir diğer sebebe geçecek olursak kaptanlık pazubandını takan Quaresma'nın süper oyunuydu.Kaptan takımını sırtlamaya ve galibiyeti almaya kararlıydı öyle de yaptı.2asisti de çok güzeldi ama 2.goldeki o pası gerçekten muazzam.Egemen-Sivok ikilisi daha uyumluydu.Özellikle Egemen müthiş mücadeleci ve cesur oynadı.Zaten onu öyle biliyorduk.İsmail daha derli topluydu geçen maça göre.Simao biraz tutuktu ama onu bu maçlık çok aramadı Beşiktaş.

Almeida'nın sakatlığı da çok şanssız oldu Beşiktaş adına.Sezona çok iyi girmişti Portekizli.Bu maçta da 2 gol atmıştı.3 hafta kadar olmayacak.Bu sürede yerine oynayacak Edu ise bence çok yetersiz.Gol atması bu gerçeği değiştirmez.Çok ağır kalıyor toplara koşamıyor.Top hakimiyeti de zayıf yani Beşiktaş'ın aradığı oyuncu değil.Almeida'yı arayabilir Beşiktaş.Ama yine de Avrupa Ligi'ne çok iyi bir başlangıç yapıp grupta liderliğe yükseldiler.Tebrikler Beşiktaş'a.

Büyük Cesaret


Beşiktaş Maccabi Tel-Aviv'e 5 tane attı Avrupa Ligi'nde.Kuşkusuz herkes çok sevindi galibiyete.Malum siyasi gerginlik filan herkes İsrail'e dolu içten içe.Fotogol de onun patlamasını yaşamış heralde.Çok büyük cesaret valla şu yukarıdaki manşeti atmak.

Not:Maç yazsını da gün içerisinde gireceğim.

Eurobasket 2011'de Sona Doğru

Olimpiyat bileti için tüm takımların en iyi kadrosuyla geldiği turnuvanın son günlerine girdik, turnuvanın kaybedenleri kadar kazananları da oldu. Evet, bizim için pek iyi hatırlanmayacak turnuva ama herkes için böyle değil.

Bizim için aslında pek de kötü başlamadı şampiyona ama rakipler ciddileştikce oyunumuz geriye gitti. Son top oynayamama hastalığı, düşük şut yüzdesi ve oyuncularımızın formsuzluğu birleşince Çeyrek Final'e çıkamamak çok sürpriz değil aslında. Tabi bu saydığım olumsuzluklarda Orhun Ene'nin etkisi az değil.


Bizim gibi Eurobasket 2011'den istediğini bulamayan bir başka takımda Sırbistan. Onlar da turnuvaya ilk 4 maçı kazanarak başladı, sonrasındaki 6 maçta ise sadece 1. Sırbistan'ın geçen senelerdeki takım olmadığı başından beri yazılıyordu zaten, o 4 maçta kuranın bir hediyesi diyebiliriz.

Ivkovic'in Velickovic'i almaması yanlıştı bana kalırsa. Tabi bu tercihin sonucu bu kadar olmaz ama Marjanovic bizim İzzet tercihi gibi aynı, gereksiz. Maçlar oynanırken gelen Rasic ve Tepic'in sakatlığı yükün daha çok Teodosic'e binmesini sağladı. Teodosic düzenden çıkınca da Sırbistan bitti. Özellikle dünkü maçta çok kötü durumdaydılar, ucunda Olimpiyat olan bir maçı bu kadar umursamazca oynamak gerçekten ilginç. Sırbistan'da aynı bizim gibi, ana hedeften uzaklaştıklarında bir altına odaklanamıyorlar. Direk çöküyorlar...

Türkiye, Sırbistan hayal kırıklığı yaşayan ülkelerdi. Bir de beklentiyi aşan takımlar var turnuvada. Bo'lu Makedonya'ya zaten girmiyorum. 2011 onların Şampiyonası olarak anılacak. Hep iyi kadroyla gelen ama takım oyununu tam gerçekleştiremediğinden belli bir seviyeyi aşamayan Fransa bu sefer onu da sağlamış. Noah'ın da takıma uyumuyla finale kadar geldiler. Ayrıca büyük adam Blatt'in Rusya'sı da büyük işler yaptı. Yarın kazanırlarsa 1 yenilgiyle 3. bitirecekler, bu kadar sağlam kadroların olduğu yerde çok büyük iş.


Yarın İspanya - Fransa finaliyle kapatıyoruz Şampiyona'yı, güzel bir final olması dileğiyle..

Trabzon 28 Yıl Sonra Yeniden



Öncelikle yazıyı geç girdiğim için özür diliyorum.Sonra ise çok önemli bir zafere imza atan Trabzonspor'u gönülden kutluyorum.Çok önemli bir başarıydı bu.İlk kez sahne aldıkları Şampiyonlar Ligi'ne süper bir başlangıç yaptılar.

Maça gelecek olursak Trabzonspor'da önemli eksikler vardı.Teknik direktör Şenol Güneş ve formda golcü Burak Yılmaz ve yeni transferlerden Adrian cezalıydı,Volkan Şen de Bursaspor'da Avrupa Kupası'nda oynadığı için bu maçta yoktu.Trabzonspor maça heyecanlı başladı.Art arda basit hatalar geldi,pas yüzdesi çok düşüktü.Ancak yine de karşılarındaki Inter son yıllarda gördüğümüz Inter'den çok uzaktı.Onlar da bu gelen ikramları Trabzonspor defansına ve kalecisine geri yolladılar.Orta alanda Zokora ve Colman orayı çok iyi kontrol ettiler.Savunmada ise Glowacki sağlam bir duruş sergiledi ancak Giray fazlasıyla basit hata yaptı.Yine de kademelerde çok iyiydi.Kaleci Tolga'da çok doğru hamlelerle Inter'in ciddi bir pozisyona girmesini engelledi.Kaleyi bulan şutlarda ise yine Tolga çok başarılıydı.Inter'in o ana kadarki en önemli pozisyonu kornerden gelen topa Giray'ın ters bir kafa vuruşuyla oldu.Penaltı noktasında Pazzini'de kalan topa etkili bir vuruş yapamadı Allah'tan Pazzini ve top Tolga'da kaldı.Zarate'nin vuruşunda da Tolga başarılıydı.




2.yarıda ise daha güvenli Trabzonspor vardı.Ancak hücum bölgesinde gerekli çoğunluğu bir türlü sağlayamadılar.Hücum hattında Alanzinho ve Henrique'nin pasif görüntüsü Halil'in çabalarını yetersiz bıraktı.Inter'in maçtaki en net pozisyonu ise Glowacki'nin kafasında Cambiasso'nun önüne düşen topta oldu.Arjantinli tecrübeli oyuncu topu 6pastaki Milito'yla buluşturdu.Önünde sadece Tolga vardı Milito'nun.Golcü oyuncu topa vurdu ancak Tolga muhteşem bir kurtarışla golü önledi.Gerçekten müthiş bir kurtarıştı ve harika bir refleksti.Aynı Milito biraz sonra da bir kafa vuruşundan yararlanamadı.O müthiş kurtarışın verdiği güven ve Alanzinho'nun yerine giren Sapara'nın da hücumda daha etkili bir görüntü çizmesiyle Trabzon ataklara başladı.Gelen ortaya harika bir vole çaktı Halil ama top üst direkte patladı.Daha sonra topu önünde bulan Celutska dışarı doğru açıldı.Kayarak zor pozisyonda topa vurdu ve o tarihi gole imzasını attı.Müthiş bir sevinç vardı gerçekten.Bu golden sonra Inter'in de gardı düştü.Nagatomo'nun şutunu günün yıldızı Tolga köşeden kornere çeldi ve Trabzonspor tarih yazarak tam 28 yıl sonra Inter'i tekrar mağlup etti.



Maçın değerlendirmesine gelecek olursak Tolga müthişti Trabzon adına.Harika kurtarışlar yaptı güven verdi kalesinde.Hele o Milito'nun pozisyonunda yaptığı kurtarış uzun süre akıllardan çıkmaz sanırım.Defansta Giray çok heyecanlıydı.Golün sahibi Celutska ve diğer bek Cech güven verdi.Kontrollü oynadılar riske gelmediler hücuma da destek verdiler.Maçın yıldızlarından Colman ve Zokora da harikaydı.Zokora büyük tecrübe gerçekten.Alanı çok iyi paylaştılar ve çok iyi baskı yaptılar.Kazandıkları topları çok olumlu kullandılar.Takımı ayakta tuttular.Kusursuz oynadı ikiside.Alanzinho çok etkisizdi.Çok top ezdi ve Inter'in kalıplı oyuncuları arasında ezildi.Serkan da çabaladı ama vasattı.Henrique de çok etkisizdi.Halil'se mücadele etti koştu çabaladı pozisyon yaratmaya çalıştı olumluydu.Inter'e gelecek olursak çok kötüler gerçekten.Bazı bölümlerde hele ne yaptıklarını kendileri de bilmiyorlar gibiydi.Eto'o'yu çok arıyorlar.Sneijder'in ayağına bakan bir takım.Onu kitledikten sonra Inter de kitleniyor.

Trabzonspor doğruları yaptı bu maçta.İlk maçın verdiği heyecan yüzünden bazı hataları oldu ama olur o kadar.Hücumda biraz kötülerdi.Eksikleri de olsalardı daha da iyi olurlardı.Çok iyi mücadele ettiler.28 yıl sonra yine tarih yazdılar.Çok iyi başladılar ve grubun en zor maçından galibiyetle döndüler.Helal olsun hepsine.Yolları açık olsun.

16 Eylül 2011 Cuma

Artest Resmen World Peace Oldu



Los Angeles Lakers'ın çılgın forveti Ron Artest'in adını değiştirmek için başvurduğunu duymuşsunuzdur.Artest mahkemeye giderek adını "Metta World Peace" yapmak için başvurdu.Biraz önce gelen haberlere göre Artest onayı almış ve artık resmen World Peace olmuş.

Artest bu ne yapsa yeridir mantığıyla birçok çılgınlığına şahit olduk ama bu yani çok acaip bir çılgınlık.Yani adını değiştiriyorsun madem de Metta World Peace ne?Valla bence Ron Artest daha güzel.Nereden esti de böyle birşey yaptı bilmiyorum.Okudğum haberler göre kızı da soyadını World Peace yapıcakmış.Yani tam babasının kızı geliyor galiba.Artest yani World Peace için bu son çılgınlık olmaz tabiki.

İşlemlerin neden uzadığını da söyliyeyim ilginç bir sebebi var.Artest'in normalde bu işi daha önce bitirmiş olması lazımdı ama o kadar çok ödenmemiş park cezası varmışki mahkemede bunları ödemeden işlem yapmamış.Yani milyon dolarlar kazanıyorsun hala park cezasını ödemiyorsun.Ne diyelim sana Artest aman World Peace?

Kobe Bryant İstanbul'a Geliyor



Kobe Bryant bu sezon ülke gündemimizi çokça meşgul etti.Beşiktaş'la adı ciddi bir biçimde anılan Kobe'nin Beşiktaş'la anlaşığ İstanbul'a gelmesi bekleniyordu.Ancak olmadı ve anlaşma sağlanılamadı.Ama yine de yıldız basketbolcu İstanbul'a geliyor.

Kobe Bryant ülkemize gelecek ve çeşitli etkinliklere katılacak.Kobe Bryant 25 Eylül pazar günü gelecek İstanbul'a.Nike sponsorluğunda düzenlenen "Sahayı Ele Geçir" turnuvasında galip gelen 2 takıma koçluk yapacak ayrıca sokak basketbol sahalarının açılışını gerçekleştirecek.Ayrıca basketbolseverlerle de bir araya gelip sohbet edicek süper yıldız.

Güzel etkinlikler olacak.Kobe Bryant gibi bir dünya yıldızının ülkemize gelmesi çok güzel.Katılımın çok yüksek olmasını bekliyorum o yüzden organizasyonun kusursuz olması lazım.Gerçekten heyecan verici bir olay.THY ile de anlaşan Kobe'nin ülkemize daha çok geleceğini tahmin ediyorum.İstanbul'dan etkileneceğini tahmin ediyorum Kobe'nin.Kendisine gösterilecek ilgide çok güzel olacaktır.Hem belki gelmişken Beşiktaş'a da imza atar?

15 Eylül 2011 Perşembe

Heykeli Dikilecek Adam



Makedonya Eurobasket'e katıldığında kimse onları ciddiye almıyordu.Ben de pek şans vermiyordum ileriye gidebileceklerine dair.Ancak benim ve diğer herkesin göz ardı ettiği birşey vardıki o da ülkemizde de forma giymiş olan ABD asıllı oyuncu Bo McCalebb'ti.

Ülkemizde daha önce Mersin de forma giyen 26 yaşındaki oyun kurucu kuşkusuz şu ana kadar Eurobasket'in en iyi oyuncularından birisi.McCalebb bu sezon Siena forması giyecek.Makedonya zayıf bir kadroyla Eurobasket'e geldi.Dediğim gibi pek ilerlemeleri beklenmiyordu.Ancak McCalebb öyle bir yürek koyduki ortaya saygı duymamak elde değil.Makedonya turnuvaya önce Karadağ yenilgisiyle başladı.Ancak daha sonra McCalebb önderliğinde yükselişe başladılar.Hırvatistan gibi önemli bir takımı yendikten sonra kendileri için büyük önem taşıyan Yunanistan maçına çıktılar.Siyasi olarak Makedonya'yı tanımayan Yunanistan'a karşı yine McCalebb önderliğinde çok önemli bir galibiyet alarak ders verdiler.Sonra da Finlandiya ve Bosna Hersek'i yenip şaşırtıcı şekilde 2.tura çıktılar.

Asıl şaşırtıcı olaylar ise bundan sonra yaşanmaya başladı.Makedonya Slovenya ve Gürcistan gibi takımları yenip Rusya ve Yunanistan'la birlikte çeyrek finale yükeldi.Tabiki yine McCalebb takımını sırtlıyordu.Asıl şaşırtıcı olansa dün gerçekleşti.Bu yazıyı yazmayı planlıyordum ama daha erkene almamı sağlayan maç dün akşam oynandı.Makedonya ev sahibi Litvanya'yı müthiş bir maç sonra eleyerek yarı finale yükseldi.


McCalebb'in istatistiklerini vereyim önce.20.9 sayı 3 ribaunt. 3.7 asist 2 top çalma...Gerçekten çok iyi istatistikler.Tabiki onun oyununu istatistiklerle anlatmaya çalışırsak ona haksızlık etmiş oluruz.McCaleb öncelikle çok büyük bir yüreğe sahip.Hem o Makedonya'yı hem de Makedonya onu çok benimsemiş durumda.Herşeyini veriyor oynarken.Zaten iyi bir oyuncuydu ama bu turnuvada bir adım daha yukarıya taşıdı oyununu.Tam bir lider gibi oynuyor.En kritik anlarda üstünde kim olursa olsun sayı buldu bu turnuvada.Potaya gidiyor,şut atıyor olmadı asist yapıyor bir şekilde katkı veriyor.
Fiziksel dezavantajını esnekliğiyle telafi ediyor.Gördüğüm en esnek oyunculardan birisi.Bir anda potaya gidiyor ve uzunların arasından kıvrılıp potaya bırakıyor topu.Yani bazı pozisyonlarda o hale nasıl geldiğini merak ediyorum kendimce.Karşısında kim olursa olsun korkusuzca potaya gidiyor.Parker'la birlikte en delici oyuncu turnuvadaki.Sorumluluk almaktan hiç korkmadı McCalebb.Takımı onun eline baktığı zaman elinden geleni yaptı.Bunda da çok başarılı oldu.Liderliği müthiş yaptı ve takımının başarısındaki en önemli etken.

Dünkü Litvanya maçı dediğim gibi bu yazıyı yazmamda büyük sebep.Trabzon maçına baktığım için maçın son anlarına yetiştim sonra ise tamamını izleme şansım oldu.Maç başından itibaren Litvanya kendisi üzerinde büyük bir baskı kurdu ama o yılmadı.Büyük sorun yaşattı Litvanya savunmasına.Stojanovski'nin 5'te5 üçlük atmasının da önemli sebeplerinden birisi.Üstüne üstlük Litvanya ev sahibi olduğu için müthiş bir taraftar desteğine de sahipti.Ama McCalebb ve arkadaşları yılmadı.Son anlarda McCalebb müthiş turnikeler atıp takımını maçta tuttu.Maçı kazandıran üçlüğünde asistini yaptı.Maçı kazandıktan sonra onun ve Makedonya'lı basketbolcuların Litvanya taraftarının yanında duran az sayıda Makedon taraftarla galibiyeti kutlaması süper görüntülerdi.



McCalebb gerçekten şu anda Makedonya'da halk kahramanı durumda.İyi bir oyuncuydu dediğim gibi ama bu turnuvada üstüne çok koydu.Çok iyi bir oyuncuyla birlikte harika bir lidere dönüştü.Çok takdir edilesi bir performans sergiledi zaten.Dediğim gibi McCalebb'in bir heykeli dikilirse Makedonya'ya hiç te süpriz sayılmaz bizim için.Bundan sonra işleri çok daha zor.Turnuvanın en büyük şampiyonluk adayı İspanya'yla oynayacaklar.Bakalım McCalebb ve arkadaşları bir büyük süprize daha imza atabilecekler mi?

Şarap Gibi

Manchester United'ın tecrübeli oyuncusu Giggs yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin hala keyif veren işler yapıyor.

Dün akşam deplasmanda oynanan Benfica-Manchester United maçında da süper bir gole imza atıp takımmına bir puan getirdi.Ceza sahasına girmeden o müthiş sol ayağıyla topa harika vurdu ve kalecinin ulaşması imkansız yere yolladı.Ne diyelim şarap gibi adam yıllar geçse de hala tat veriyor.

İşte o gol.

Real Madrid'in Kırmızı Forması

Dün gece Real Madrid te Şampiyonlar Ligi'nde sahne aldı.Hem de kırmızı formasıyla.Real Madird'i uzun süredir tutuyorum genelde beyaz ya da siyah formayla çıkıyorlardı maçlara.Zaman zamanda eflatun formaları vardı ama kırmızıyı ilk defa görüyorum.

Dün akşamki Dinamo Zagreb maçında görme fırsatı bulduk Real Madrid'in kırmızı fomasıyla.İlginç oldu gerçekten ama güzel bir forma olmuş.Düz kırmızı da yakışmış şık bir forma olmuş.Ama dediğim gibi Real Madrid olarak benimsemek biraz zaman alacaktır.

İşte dünkü maçtan birkaç fotoğraf.


14 Eylül 2011 Çarşamba

Lokavt Görüşmeleri Yine Çıkmaza Girdi


Dün gece saatlerinde Nba ile Nbpa arasında lokavt adına çok kritik bir görüşme yapıldı.Ancak görüşmelerde aşama kaydedilemedi ve ciddi bir çıkmaza girdi.Böylece sezonun neredeyse en az yarısının kaçması çok çok yüksek bir ihtimal.

Lokavt görüşmelerinde takım sahipleri salary cap'e düzen gelmesini ve bu işin esnek olmaması konusunda çok ısrarcı.Oyuncular ise bu ücret konusunda esneklik istiyorlar.Böyle olunca da takım sahiplerinin istediği salary cap konusundaki sertlikten eser kalmıyor.Dün geceki görüşme öncesi ılımlı haberler vardı.Hatta oyuncular birliği başkanı Derek Fisher'ın oyunculara sezonun başlangıcına hazır olun diye mesaj attığı idda edilmişti.Fisher bunu daha sonra yalanladı gerçi.Ama şu görüşmenin olumsuz geçmesi işleri biraz şekillendirmeye başladı.Bu görüşmede sonuç alınamamasıyla lokavt yüzünden sezonun en az yarısının kaçması büyük ihtimal.
Görüşmeyle ilgili en önemli açıklamalara geçecek olursak David Stern "İyi bir toplantı geçirmedik." diyerek durumu özetledi adeta.Nbpa avukatı Billy Hunter da oyunculara sezonun yarısının oynanmayacağını hazırlıkları bu yönde yapmalarını söyledi.Oyuncular birliği başkanı Fisher da "Masadan çekilmiyoruz ancak geri adım atmamız beklenilemeyen konular var.Bunları bir şekilde belirtmemiz lazım." dedi ve pazarlıklardan sonuç alınmadığını belirtti.

Bu görüşmenin doğruduğu diğer sonuçlara değinecek olursak menajerler Avrupa ve Çin piyasasına açıldı artık.Oyuncuları için görüşmelere başladıklarını da saklamıyorlar.Çin'e gitmesi beklenen oyuncu sayısı da hiç az değil.Wilson Chandler'dan sonra Jr Smith te Çin'e gitti.Bunlar dışında Thaddeus Young,Kenyon MartinÇin'e gidecek oyuncular kurallar gereği tüm yılı orada geçirmek zorunda.Lakers'ın yıldızı Odom da twitter'dan takım arkadaşı Gasol'a "Seninle konuşmam lazım Avrupa'da oynamak istiyorum" diye mesaj attı.Birçok ismin Avrupa'ya gitmesi de bekleniyor.

Evet dünkü görüşmeden sonra Nba de bu sezon ciddi sıkıntıya girdi.İki taraf ta anlaşamadığı konularda çok inatçı ve esneklik yapmıyorlar.Çok ta zıtlar.Eğer anlaşmak istiyorlarsa mutlaka esneklik yapmaları lazım.Ama şu şartlarda yakın zamanda bir anlaşma çok zor gözüküyor.